fbpx Skip to main content

Hamilelikte Diş Hekimliği

Hamileler için 3-6 aylar arası diş tedavileri ve rutin diş taşı temizlikleri için en uygun zamandır. Ağrı yapan, rahatsızlık veren bir problem var ise, hamile jinekolog ve diş hekimi birlikte tedaviyi programlayarak ağrının ortadan kalkması sağlanmalıdır. Ancak, acil olmayan tedavilerin hamileyken yapılması pek tercih edilmez.

Hamilelik Öncesinde Yapmamız Gerekenler

Hamilelik planlanmadan önce kadın doğum uzmanı bir doktor ile görüşüp planlama yapıldığı gibi aynı şekilde dişhekimine de giderek sorunlu diş ve dişetlerimizle ilgili problemleri hallettirmeli, ayrıca radyolojik tetkikleri de yaptırarak sorun doğurabilecek dişler de tespit edilerek önceden önlemleri alınmalıdır. Bu şekilde sorunsuz ve diş sağlığı açısından stressiz bir hamilelik dönemi geçirebilirsiniz.

Hamilelikte ağzımızdan oluyor?

Hamilelikte ağzımız hormon seviyelerindeki ani artış sebebiyle dişeti iltihaplarına eğilimlidir. Eğer dişetlerindeki besin artıkları (plak) tam olarak temizlenemezse kolayca gingivitis (kırmızı, şişkin, kanamalı dişetleri) oluşabilir. Ciddi dişeti rahatsızlıkları olan hamile kadınlarda ise erken doğum ve düşük doğum ağırlıklı bebek riski vardır. Bunun hiç oluşmamasını sağlamak , doğru ve etkin bir şekilde diş fırçalamak ve diş ipi kullanımıyla mümkündür.

Genelde sabah bulantıları olan ve sık sık kusan hamilelerde ağız içindeki asidik ortam dişlerde aşınma ve hassasiyetlere sebep olabilir. Bunu engellemek için ağız gargaraları veya en azından ağzın sık sık su ile çalkalanması önerilir. Bundan da etkin ve doğru fırçalama ile kurtulmak mümkündür.

Fakat kusmanın hemen arkasından ağızdaki ortamın asitliği maksimuma ulaştığından bu sırada dişleri fırçalamak mine yüzeyinde aşınmalara sebep olur.Yapılması uygun olan kusmadan sonra ağzı bol su ile çalkalayıp 20-30 dk bekledikten sonra dişleri fırçalamaktır. Hamilenin sürekli diş fırçalamaktan midesi bulanıyorsa su ile bol bol çalkalayarak ağzından asidi uzaklaştırmasının bile büyük faydası vardır.

Hamilelik Tümörü Nedir?

Hamile kadınlarda aynı zamanda “hamilelik tümörü” oluşma riski de vardır. Bunlar dişeti büyümelerinin irritasyonu sonucu oluşan iltihabi lezyonlardır. Genellikle kendi haline bırakılmakla beraber, hastaya rahatsızlık veriyorsa veya çiğneme, fırçalama ve diğer ağız bakımı işlemlerini engelliyorsa dişhekimi tarafından alınır.

Hamilelerde oluşan iyi huylu dişeti tümörleri ise hamilelik bittikten kısa süre sonra yok olur.

Bu süreç boyunca iyi beslenme, özellikle bol bol C vitamini ve B12 vitamini alınması, ağız ortamını güçlü ve sağlıklı yapar. Dişhekimi tarafından yapılan diş taşı temizlikleri ise: bu dönemde hem dişeti iltihabının oluşmasını engeller hem de dişeti tümörleri ve çürüğün meydana gelme ihtimalini azaltır.

Dişlerle İlgili Çıkabilecek Problemler

Dişetleri ile ilgili problemler: Hamilelik süresince değişen hormonal dengenizden dolayı dişetlerinizde problemler olacağı için önceden sahip olduğunuz dişeti rahatsızlıklarını mutlaka tedavi ettirmeli ve iyi bir hijyenle kontrol altına almalısınız. Aksi taktirde erken doğum ve düşük ağırlıklı bebek riski ile karşılaşabilirsiniz. Hiçbir probleminiz yoksa bile iyi bir diştaşı temizliği yapılmalı, hijyen eğitimi verilerek nasıl fırçalamanız gerektiği öğretilmelidir.

20 Yaş Dişleri: Bunlar yıllarca problem çıkarmadan durabilir. Eğer etrafında dişeti cebi olan, gömük yada yarı gömük veya üstü gıda artıklarıyla kaplı çürümeye başlamış bir 20 yaş dişiniz varsa, hamile kalmadan önce bundan kurtulmak gerekir. Çünkü çıkaracağı problem genelde şiddetli bir ağrı ve iltihaptır. Bunu çözmenin yolu da antibiyotik, röntgen ve çoğu zaman da çekimden geçer.

Çürük Dişler: Ufak tefek çürükler 3 ila 6.ay arası rahatlıkla yapılabilir. Size az da olsa rahatsızlık veren çürük dişiniz varsa mutlaka hamilelik öncesinde tedavinizi yaptırınız..

Hamile kaldıktan sonra 3 ayda bir diş hekimine kontrole gitmeyi unutmayın

Hamilelik Boyunca Diş Problemleri Çıkması Halinde Neler Yapılmalıdır?

» Bunlara yönelik tedavi hamileliğin 3-6 ayı arasında rahatlıkla yapılabilir..

Doğru olan hamileliğin her döneminde hastanın kadın doğum uzmanıyla görüşerek ve tedavinin güçlük derecesine göre kişiye özel karar vermektir.

» İlk üç aylık dönem: 

Bu dönem bebeğin çok hassas olduğu bir dönemdir. Gereksiz dental müdahalelerden kaçınmak gerekir. Fakat ağrıya sebep olmuş ve/veya müdahale edilmediği taktirde annede daha çok zarara neden olabilecek durumdaki dişlerin çekimi, kanal tedavisi gibi acil tedaviler yapılmalı, anne çekinmeden diş hekimine gitmelidir. Diş hekimine diştaşı temizliği yaptırılması gerekir.

» İkinci üç aylık dönem: 

Bu dönem , hamilelik sonuna kadar ertelenmesi uygun olmayan diş çekimi, dolgular, kanal tedavileri vb. pek çok tedavinin yapılması için en uygun olan dönemdir.

» Üçüncü üç aylık dönem: 

Bu dönemde bebek anne karnında oldukça büyümüştür ve doğum yaklaşmıştır. Aynen ilk üç aylık dönemde olduğu gibi, acil tedaviler dışında diş hekimi müdahalesi doğum sonrasına ertelenmelidir. Dişhekiminiz diştaşı temizliği yapabilir. Yapılacak dental müdahalelerde anne uzun süreli sırt üstü yatmamalıdır.

Çocuğunuz Dişlerinde Problem Olmaması İçin Dikkat Etmeniz Gerekenler

Dengeli beslenme, sağlıklı olma, ilaçlardan mümkün olduğunca uzak durma dışında direkt yapılabilecek pek bir şey yoktur. Her şey otomatik olarak gelişir. Bebeğin dişlerinin gelişimi için gerekli kalsiyum fosfor ve diğer mineraller annenin kan dolaşımından alınır ve annenin gerçekten kötü beslenmesi dışında hiçbir şey bebeğin diş yapıcı hücrelerinin bu temel minerallerle normal dokuları yapımını etkileyemez.

Florürün diş gelişiminde önemli olduğunu biliyoruz ama doğmamış bir bebeğin dişlerine annenin diyeti ya da florür içeren haplarla daha fazla florür eklemek mümkün değildir. Yani hamile kadınların fazladan florür almalarının hiçbir faydası yoktur.

Hamileliğiniz süresince bebeğinizin dişleri için kaçınabileceğiniz birkaç şey vardır.

Enfeksiyonlardan uzak durun. Bir virüs veya enfeksiyon nedeniyle ateşiniz yükselirse kan dolaşımınızdaki kalsiyum ve fosfor tuzlarının hassas dengesi bozulabilir. Buda bebeğinizin o dönemde oluşan diş yapısının kalitesini ve miktarını bozabilir.

Doktorunuz tarafından bile verilse mümkün olduğunca tetrasiklin içeren antibiyotik kullanmayınız. Tetrasiklin oluşmakta olan süt ve daimi dişleri lekelendirir ve sürdüklerinde renklerinin bozuk olmasına sebep olur. Artık doktorlar bu antibiyotiği pek kullanmamaktadırlar.

İyi beslenin. Bu her açıdan olduğu gibi çocuğunuzun diş sağlığı açısından da çok önemlidir.

Önemli olan bir başka nokta ise ,anne adayının erken doğum yapması durumunda çocuğun dişlerinin de bundan etkilenmesidir. Bunun nedeni dişlerin doğuma yakın zamanda mineralize olan bölgelerinin tamamlanamaması ve çürüğe karşı daha dayanıksız olmasıdır. Erken doğan bebeklerin dişleri daha fazla dikkate ihtiyaç duyar. Vaktinde doğan çocuklarda ise çürüğe daha az rastlanmaktadır.

Hamilelik Sürecinde hangi diş tedavileri yapılamaz? 

Bir çok diş müdahalesi hamilelik sürecinde yapılabilir. Ancak herhangi bir diş tedavisi için en uygun zaman 4. ve 6. aylar arasıdır. Şiddetli ağrının eşlik ettiği acil durumlarda tedavi hamileliğin herhangi bir döneminde yapılabilir. Anestezi ve ilaç verilmesini gerektiren durumlarda jinekolog ile konsültasyon yapılır ve ertelenebilecek işlemler doğumdan sonraya bırakılır.

Hamilelik sırasında diş röntgeni çekilebilir mi? 

Bu dönemde tedavi için çok gerekli ise ağız içinden röntgen filmi alınabilir. Her ne kadar dişhekimliğinde çekilen röntgenlerde verilen radyasyon miktarı çok az ve karın bölgesine çok yakın değilse de gelişmekte olan bebeğin ışın almasını önlemek için mutlaka kurşun önlük kullanılması gerekir. Bilgisayar destekli röntgen sistemleri (RVG) de geleneksel yöntemlerle çekilen diş röntgen filmlerine göre daha düşük doz radrasyon içerir. Yine de mümkün oldukça röntgen ışınından kaçılması gerekir.

Diş çürükleri hamilelikte daha mı çok oluşur? 

Bu dönemde dişlerin daha çabuk çürümelerinin birkaç sebebi vardır; hamilelik dönemde tatlıya vb. besinler çok tüketilir ve arkasından ağız bakımı ihmal edilir Kusmalar sonucu ağız ortamı asidik bir hal alır ve bu durumdayken ağız su ile çalkalanmaz ve ağız bakımı ihmal edilir Gebelik hormonlarının (östojen, progertron) etkisi ile dişetleri daha çabuk kanar, kanama yüzünden anne adayı dişlerini fırçalamaktan kaçınır. Bu da çürük oluşumunu arttırır

Hamilelikte Dişeti iltihabı (Gingivitis)oluşur mu? 

Sağlıklı dişeti portakal kabuğu gibi hafif pürüzlü, diş ile belirgin sınırlı, düzgün hatlı ve pembe renklidir. Sağlıklı dişeti fırçalarken, yemek yerken ve günlük hayatta spontan olarak kesinlikle kanamaz.

Gingivitiste ise dişeti kırmızı, hacim olarak artmış, hassas ve kanamalıdır. Bu tablo daha çok 2. üç aylık dönemde hamile kadınların çoğunluğunu farklı şiddette etkiler. Eğer gingivitis zaten mevcutsa hamilelik sırasında şiddeti artabilir ve tedavi edilmezse ilerleyebilir.

Hamilelik Dönemindeki Ağız içi problemler nasıl önlenebilir? 

Dişeti iltihabı dişlerin etkin olarak bakımı ve temizlenmesi ile önlenebilir. Her gün en az iki kez, mümkün olan durumlarda her yemekten sonra dişler fıçalanmalıdır. Her gün tüm dişlerde diş ipi ile temizlik işlemi de yapılmalıdır. Sabah diş fırçalamak rahatsızlık veriyorsa ağız su veya anti-plaque ve fluoridli gargaralarla çalkalanmalıdır. Dengeli beslenme ile birlikte C ve B12 vitamin destekleri de ağız sağlığının sürdürülmesi açısından önemlidir. Dişhekimine daha sıklıkla gidilmesi de etkin plak kontrolünü sağlayarak gingivitis gelişimini önler. Plak kontrolünün sağlanması aynı zamanda dişeti irritasyonunu ve hamilelik tümörlerinin oluşma riskini de azaltır.

Plak birikimi ve diş eti hastalıkları ile hamilelik sırasındaki hormonal değişiklikler arasında direkt ilişki vardır. Günde en az iki kez diş fırçası ve diş ipi kullanarak etkili diş bakımı yapılarak plak birikimine engel olunmalıdır.

Günlük ağız ve diş bakımınız kesintiye uğramamalıdır. 

Hamilelik esnasında tam bir ağız muayenesinden geçerek optimal ağız hijyenine kavuşmalı ve bunu sürdürme alışkanlığını kazanmalısınız.

Hamilelikte Dişleriniz açısından beslenmede nelere dikkat etmek gerekir? 

A,C,D vitaminleri ile fosfor ve kalsiyumdan zengin temel yiyecekler, meyveler ve sebzeler, tahıl, süt ve süt ürünleri ile et, balık ve yumurta dengeli olarak tüketilmelidir. Şeker mümkün olduğu kadar alınmamalı (özellikle yemek aralarında).
Kurutulmuş meyve ve karemel gibi yapışkan şekerli yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Bütün bunların tüketimini de düzenli bir hale getirmek gereklidir.

Leave a Reply